Atama bekleyen öğretmen adayları, Zafer Partisi Trabzon İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Atamalarda kontenjan ve mülakat sorunlarına dikkat çeken öğretmenler Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ'dan destek istedi.Zafer Partisi Trabzon İl Başkanı Ferhat Tüysüz, Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın konuyla ilgilendiğini, mülakat ve kontenjan konusunun Türkiye gündemine getirilmesi noktasında Zafer Partisi'nin gerekli desteği sağlayacağını belirtti.Atamalarda kontenjan ve mülakat sorunları yaşayan öğretmen adayları mülakata karşı olma nedenlerini anlattı, konu hakkında bilgi verdi. Öğretmen adayları yaşanan sıkıntıları şu şekilde sıraladı;1. Ölçme değerlendirme yöntemi olarak güvenirliği geçerliği düşük olması• Mülakat yöntemi “doğası gereği” onlarca ölçme ve değerlendirme yöntemi içerisinde objektiflikten ve standardizasyondan belki de en uzak olanıdır. Her ne kadar 5 veya 10 kişilik bir gruba aynı jüri üyeleri tarafından, aynı ortam, süre ve soru, kayda alma gibi bir tekniğe göre uygulandığında mantıklı ve etkili bir yöntem gibi gözükse de, bu yöntemi 60.000 kişilik bir aday grubuna uygulamak tam bir ölçme ve değerlendirme katliamıdır. Ölçme ve değerlendirmede “güvenirlik” kavramıyla ters düşer. Sabit, sistematik ve tesadüfi tüm ölçme ve değerlendirme hatalarına açıktır. Kişisel duygular ön planda olur. Duygu etkileşimi kaçınılmazdır. Mülakat sırasında jüri üyelerinin ön yargıları, anlık duygusal durumları, hayat görüşleri, dinleme, anlama, muhakeme becerileri gibi, adaydan kaynaklanmayan, çok sayıda, tespiti ve telafisi mümkün olmayan tesadüfi hatalar meydana gelebilir. Aday da jüri üyesinin duygu, jest, mimik ve tavırlarından etkilenebilir ve bu durum soruya yanlış veya eksik cevap vermesine neden olabilir. Ölçme ve değerlendirmede “geçerlik” kavramıyla ters düşer.• Bir öğretmene Eğitim Bilimleri konusunda sorulabilecek binlerce konu ve soru varken sadece iki veya üç tanesini sorarak onun mesleki bilgi ve becerisinin tamamını ölçmeye çalışmak ve hatta öğretmen olup olamayacağına karar vermek, ölçme ve değerlendirme disiplininin “kapsam geçerliği” kavramına ve diğer tüm geçerlik türlerine ters düşer ve zaten hakkaniyetli de değildir.2.Diplomaları geçersiz hale getirmesi• Bir öğretmenin diplomasının öğretmenlik yapabilmesi için yeterli görülmemesi, üniversitelere ve bizleri yetiştiren akademisyenlere “Ben sizin öğretmenleri yetiştiremediğinizi düşünüyorum, bu yüzden onları test edeceğim” denmesinin bir başka yoludur. Öğretmen yetiştirme noktasında sıkıntı varsa bu MEB ile YÖK arasındaki bir mevzudur. Faturası öğretmenlere çıkarılmamalıdır.3.%50 KPSS ve %50 mülakat 4 yıllık bir eğitim fakültesi öğrenimi, onlarca vize, final, staj, KPSS Genel Yetenek Sınavı, KPSS Genel Kültür Sınavı, KPSS Alan Bilgisi Sınavı gibi zorlu ve yıllar süren süreçlerin tamamının değerinin % 50; 15-20 dakikalık bir mülakatın değerinin de % 50 olması, yani eşit değerde görülmesi akıl, mantık ve vicdanin kabul edemeyeceği bir durumdur.• Mülakatın etkisi % 100 den % 50’ye düşürüldü iddiası da yanlıştır. 2024 yılında ilk defa yapılan sözde mülakat gibi mülakatın geçmiş yıllarda da yapılmış. Ancak o zamanlar etkisinin %100 olduğunu fakat bu oranın bu atama döneminde %50’ye düşürülmüş gibi gösterilmeye çalışılması gerçeklerle uyuşmamaktadır. Önceki yıllarda atama puanına kaynaklık eden puan her ne kadar resmiyette %100 mülakat puan olsa da mülakat puanı jüri üyeleri tarafından KPSS puanının aynısı(yuvarlanmış hali) olarak verildiği için aslında realitede öğretmenler KPSS puanlarına göre atanmış oluyordu Yani mülakatın etkisi %100 değil, neredeyse %0’di. Ancak bu oran bu yıl %0’dan %50’ye çıkarıldı. Yani etkisi %50 azaltılmadı, artırıldı.• Mülakatta olası adaletsizlikler1. Farklı değerlendiricilerin farklı puanlar vermesi• Mülakatlarda onlarca farklı komisyon üyesi, onlarca farklı sınav ortamı, yüzlerce farklı sınav sorusu ve adaylara tanınan farklı sınav süreleri söz konusuydu ama tüm bu değişkenlere maruz kalan her aday aynı başarı sıralamasına tabi tutulmuştur. Örneğin bir aday tüm programa çalışmış ve bunun için tüm programın ders planını yapmış olsun, bir tane kazanım hakkında yaptığı ders planını hatırlamaması onu komisyon üyeleri karşısında ‘yetersiz öğretmen’ yapacaktı zaten böyle de oldu.Yine çok karşılaştığımız diğer bir örnekten gidersek, bazı sözleşmeli öğretmen adayları daha fazla süre alırken bazıları komisyon üyeleri tarafından dinlenmedi veya daha kısa bir sürede anlatması söylenerek süresi minimuma düşürüldü. Bu eşitlik, adalet ve mantığa aykırı bir durumdur.2. Alınan güvenlik önlemlerinin torpile izin vermeyeceği iddiası• Alınan güvenlik önlemleri yanlış seçilmiş bir ölçme yöntemini doğru yapmaz. Yöntemin sebep olduğu hataları engellemez. Adaletin garantisi değildir Ölçmeye karışabilecek onlarca hata her türlü kayıttan bağımsızdır. Kameranın veya tutanağın olması ölçme yöntemini doğru, geçerli, güvenilir yapmadığı gibi. Tüm adayların tüm sınav kayıtlarına ulaşamaması da yapılmış olan muhtemel kayırmanın tespitini imkansız kılmakta ve dolayısıyla önleyememektedir.• Bilgisayar sistemleri bilgili ve yetkili kişiler tarafından oluşturulan, geliştirilebilir, değiştirilebilir, silinebilir, manipüle edilebilir yapılardır. Şifrelenmiş olsa dahi yetkili mühendislerin ve üst düzey bakanlık yetkililerinin müdahalesine açıktır. Mülakata giren 60.000 öğretmenin böyle bir müdahalenin olup olmadığını bilmesi imkansızdır. Bu, sınavda alınan tüm güvenlik önlemlerini tamamen boşa çıkaran ve güvenilirliği yok eden başka bir durumdur.3. Mülakatta konu sınırının sadece 1 soru için verilmesi• 2023 sınavına girmeden önce adaylar mülakatın kaldırılacağı bilgisiyle girmişti, kontenjan açıklanmadan önce de mülakatın olmamasını umuyorlardı ve mülakata bu süre zarfında zaten çalışmadılar. Atanma sürecinde bir kriterin kalkıp kalkmayacağı belli değilken adaylar mülakata son 1 ay kala mülakatın nasıl yapılacağını öğrenebildiler ve bu 3 sorudan sadece 2 tanesinin sınırı belliydi, 1 ay gibi kısa bir sürede eğitim bilimleri derslerini tekrar ettiler ve sınırlandırılmış programın her bir kazanımına ders planı hazırladılar, bu da ilk defa yapılan bir şeydi ve kimse nasıl çalışacağını bilemedi, internette mülakata hazırlık dersleri satılmaya başlanmasından bu sürecin adaylar için ne kadar öngörülemez olduğunu açıklıyor. Sınırı verilmeyen diğer soru ise bazı adaylara yorum sorusu bazı adaylara bilgi sorusu olarak gelmiştir ve bu da eşitsizliğe yol açmıştır.• Mülakat ve atama sürecindeki aksaklıklar 1. Kontenjan skandalı• Bugün her ne kadar mülakat skandalları hakkında konuşuyor olsak da sözleşmeli öğretmenlik adaylarının kontenjan belirlenmesi sürecinde ne kadar yıprandığını görmüştük. 2023 KPSS sınavının açıklanmasından sonra bakanın Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda “ Ekim ayı sonu itibarıyla öğretmen atama takvimimizi ilan edeceğiz ve şubatta yeni öğretmen arkadaşlarımızı ailemize dahil etmeyi planlıyoruz.” açıklamasından sonra öğretmenler beklentiye girmiş ve planlarını ona göre yapmıştı yalnız bugün Ekim ayında bile atama hala yapılmamıştır.2.Danıştay kararı skandalı• Mülakatlar bittikten sonra nihayet bir atama takvimi beklentisi içine giren sözleşmeli öğretmenlik adayları 1 hafta boyunca hiçbir resmi açıklama olmadan bekletilmiş ve spekülasyonlara açık bir ortam yaratılmıştır. Tıpkı kontenjan açıklanmasının aksaması gibi burada da adaylar resmi açıklamaları geç almıştır.• Mülakatların iptali davası mülakatlardan önce açılmasına rağmen bu kararın bekleneceği adaylara söylenmemişti, öğretmenler bir anda ‘Danıştay kararı’ gibi bir gündemin ortasında kaldı.• Sendikaların da belirttiği gibi her yıl buna benzer davalar açılmasına rağmen hiçbir atamada böyle bir sebeple atama takviminin geciktirilmesi söz konusu olmamıştı, bu da kontenjan ve mülakat skandalından yeni çıkmış öğretmenleri daha da kaygılandırdı ve artık umutlarını yitirmesine sebep oldu.3.Puanların sızdırılması• Bu kadar zorlu süreçlerden geçen sözleşmeli öğretmenlik adayları, yarım saatlik bir sızdırma skandalıyla tamamen alt üst oldu. İller arası puan farklılıkları iddialarıyla sözleşmeli öğretmen adayları kendini bir cehennemin daha içinde buldu. Zaten bekleme sürecinde kaygı seviyesi artan adaylar şimdi de elenecek miyim kaygısı yaşamaya başladı ve bu kaygıları gidermek için hiçbir resmi açıklama yapılmadı dolayısıyla öğretmenlere de iddialara inanmaktan başka seçenek kalmadı. Süreç şeffaflıkla yönetilmemiş ve adaylar kaygılı bir sürecin ortasında hareketsiz bırakılmıştır, mülakata giren 60 bin kişinin de hayatları değerlidir ve bu şekilde belirsizliğe mahkum bırakılmamalıdır.• Sınırdaki adaylar İller arası puan farklılıkları iddiası doğruysa en çok kontenjan sınırındaki adayları etkileyecektir, yapılan her bir torpil veya haksız puanlama sınırdaki bir adayı kontenjan dışına itecek, kontenjan dışındaki adayı da içeri alacaktır.Tabii ki ölçme ve değerlendirmede 0.1 gibi puanların önemi yoktur yalnız burada iller arasındaki puanlamalar ve KPSS sıralamasının yapıldığı puanlar arasında istatistiksel olarak fark vardır, bu da mülakata çağırılan adaylardan KPSS sıralamasında sonlarda olan ve bariz puan farkı olan bir kişinin girdiği ilde aldığı puana göre başka bir ilde giren sınırda bir kişinin önüne geçebileceği anlamına gelmektedir, bir kişinin bile hayatını değiştirmek ve hakka girmek yanlışken bariz mağduriyetler olacaktır. Bu mağduriyetlerin önüne geçilmesi ve resmi açıklamaların adayların yüreğine su serpecek şekilde acilen yapılması gerekmektedir.• Puanlar açıklandıktan sonra haksızlıkların tespit edilebileceği veya bu konuda bir istatistiğin bulunmaması, başta haksızlığın kabul edilmemesinden dolayı hiçbir zaman gündem olmamıştır, bu konuda toplum ve adaylar bilgilendirilmeli, mülakat süreci ve sonucu şeffaflıkla yürütülmek için adımlar atılmalıdır.
Eğitim
Yayınlanma: 11 Ekim 2024 - 11:00
Güncelleme: 11 Ekim 2024 - 11:08
Atama Bekleyen Öğretmen Adayları Zafer Partisi'ni Ziyaret Etti Destek İstedi
Atama bekleyen öğretmenler, Zafer Partisi Trabzon İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Atamalarda kontenjan ve mülakat sorunlarına dikkat çeken öğretmenler Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ'dan destek istedi.
Eğitim
11 Ekim 2024 - 11:00
Güncelleme: 11 Ekim 2024 - 11:08
İlginizi Çekebilir