Yazıma başlamadan önce St. Gallen takımı için birkaç söz söylemek istiyorum.
Kadro maliyeti olarak kat kat Trabzonspor’un altında. Ligde iki veya üç hafta önce Galatasaray’ı eleyen Young Boys’a kendi sahasında 4 gol atmış.
Maç Başlamadan önce takım kadroları elime geldiğinde inanın “Eyvah!” dedim. Bizim elimizde orijinal sağ bek dururken sağ bek Ozan…. Son 2-3 maçtır takıma el freni olan Bardhi ilk 11’de. Hızlı top oynayabilen Cihan, Dragus yedekte.
Nitekim maç başladığında ne yaptığını bilen ve sağdan, soldan, ortadan varyasyonlar deneyen, ayağa top oynayan bir St. Gallen ve ne yaptığını bilmeyen yine yana, arkaya top atarak gol atabileceğini sanan bir Trabzonspor vardı karşımızda.
Enis Destan’ın uçarak kafa attığı ve kalecinin nefis top çıkardığı pozisyon hariç mehter takımı gibi iki ileri bir geri gittik ve ilk yarıyı 0-1 mağlup bitirdik.
Tabirimi mazur görün, sanki ilk yarıda kaplumbağalar ve tavşanlar maç yapmıştı.
İlk yarı boyunca biz kendi kalemize doğru nefis işler başardık.
Yani merak ediyorum, sevgili hocamızın ilk yarı yorumu ne olacak. Sahada bitik Ozan, Bardhi ve Visca 45 dakika veya 70 dakika oynar mıydı?
Rapid Wien maçından sonra hocamız “Oynanan oyundan memnun değilim.” derken bu maçtaki oynanan oyundan memnun mu?
Bu kadar uzatmaya gerek yok. Kadro kağıdını ilk elime aldığımda da ilk yarının sonunda da dedim “Bu kadro ile biz eleniriz.” Öyle de oldu.
Biz ilk yarıda elenmiştik zaten.
Hakikaten “Avcı”ymış… Avrupa’da sinek avladı.
İnsan en azından kendisine saygı duyar.
Tribünleri dinleyin….