Kısa bir ara verildi ama ne ara…!
Türkiye’nin kupası Arabistan da oynanacaktı ama oynanamadı...
Bu konu hakkında yorum yapmayacağım…
Sadece “niçin oraya gidildi ki?” diyeceğim ve maça döneceğim.
Berat, Baniya, Benkovic, Fountas ilk on bir de.
Uzun zamandır yedek kadroda göremediğimiz Umut Güneş, Kourbelis, Kerem Şen, Arif ve Hüseyin yedek kadronun içinde.
Her zamanki gibi düşük tempo ile başladık. Yine yan pas geri paslarla topu ayağımızda tutmaya çalışarak oyuna başladık
Fountas “ilk on birde oynarım arkadaş” dercesine maça başladı. Baniya “ben niye oynamıyorum ki?” dercesine oynarken Mendy sanki “ben bu beratla iyi oynarım” sinyallerini veriyor ilk yarı boyunca
Bakasetas, Vısca ve Fountas’la Ankaragücü’ne baskı kurmakla ilk yarım saat geçti derken yine Fountas’ın kaptığı bir topla soldan Ankaragücü ceza sahasına girdik. Bakasetas’ın şutu defanstan geri geliyor ve bu topa Vısca nefis vuruşla skoru 0-1 yaptı.
İki orta yaparak en az orta yaptığımız, 3 şut çekerek bitirdiğimiz bir 45 dakika
İlk yarı böyle bitti.
İkinci yarı belki bir değişiklik olur dedik ama ilk yarının bir kopyasını izledik.
Mücadele yok, yaratıcılık yok, heyecan yok... Yan pas, geri pas yap uzun topla Onuachu’ya ver geri dön atakları önlemeye çalış.
80. dakikadan sonra Trabzonspor sanki biraz atak oynamaya başladı ama inanın “şu gol olur” diyemiyoruz.
Yine sadece “galibiyet aldık diyeceğiz” dedim… ve de öyle oldu.
İte kala öyle veya böyle bir galibiyet.
Az oynayan, ağır ağır top çeviren, fazla koşmayan tatsız, tuzsuz bir futbolla 3 puan.
90 dakika boyunca maçta akılda kalan tek şey bence maçın başında Onachu’nun sarı kart görmesiydi.
Gol dahi kıpırdamamıza yetmedi.
Böyle giderse Trabzon’daki maçlarda bile seyirciyi mumla arayacağız