Seçmen iki tarafa da mesaj verdi; ortada bıraktı. İkinci turda hangi taraf dersini çalışırsa, kendini geliştirirse kazanacak. Seçmen, kutuplaşma, ötekileştirme ve düşmanlık istemiyoruz mesajı verdi. Sağ kesim; karşı tarafın bu çağda insanların inançlarına saygı duymasını istemesinde haklı olduğu gibi sol kesim de kendilerinin devlet düşmanı ve hain ilan edilmesini yanlış bulduğu konusunda haklı.
İnançlı Müslüman idareciler tarafından idare edilen İran, Irak, Suriye, Libya, Afganistan, Arabistan gibi ülkelerdeki geri kalmışlık adaletsizlik ve huzursuzluk aşikâr görüldüğü ve tasvip edilemez olduğu gibi din ve devlet işlerinin ayrı olduğu ülkelerin refah ve huzur seviyesinin daha yüksek olduğu da görülmektedir. Dindar bakış açısıyla ekonominin düzelmediği, adaletin sağlanamadığı, yolsuzluğun önlenemediği ve milli eğitimdeki sorunları çözemediği 20 yıl içinde görülmüş oldu. Bu derse çalışması için AKP’ye son bir fırsat verdi seçmen. Okuma oranı yüksek olan illerde de oylarının düşük olmasını sorgular ve bu iki derse çalışırsa kendine de ülkeye de faydası olur.
Diğer taraftan yoksul ve alım gücü düşük olan vatandaşlar aslında işçi haklarını, emek ve alın terini savunan sol partilere oy vermesi gerekirken sola güvenmiyor ve oy vermiyorsa burada da sol kesimin kendini sorgulaması gerekiyor.
Gelecek vaat eden YRP’nin şimdilik %3’e yakın oy ve 5 vekil ile günü kurtarsa da kendini geliştirip merkeze yakınlaşmaz ise ömür boyu bu oy oranlarında kalarak ülke idare etme noktasına gelemeyeceği görülüyor. Kendilerine göre söylemleri doğru görülse de toplumda karşılığı yeterli görülmüyor. Yani çok ders çalışması lazım. Tabi ki derse ihtiyacımız yok deme hakları da var. O da kendilerinin takdiridir. Yaşayan görecektir.
Ne dersiniz? Hangi taraf güven ve umut verip dersini daha iyi yapacak ve kazanacak? Kaybedeni zaten önceki yazımda yazmıştım...