1957 yılında Sovyetler Birliği, dünyanın herhangi bir yerine ateşlenebilecek kıtalar arası balistik füzeyi[1] başarıyla test ettiklerini açıkladı. Bu durum Amerika Birleşik Devletleri’nde endişeye sebep oldu. Silahlanma yarışında Sovyetler’den geri kalmak istemeyen ABD, Sovyet tehdidini dengelemek için orta menzilli Jupiter füzelerini Avrupa’daki NATO ülkelerine yerleştirmek istedi. Birçok Avrupa Devleti, Sovyetlerin hedefi olmaktan çekindiği için, bu füzelerin kendi topraklarına yerleştirilmesini istemedi. Ancak, İtalya ve Türkiye Jüpiter füzelerin kendi ülkelerine yerleştirilmesine karşı çıkmadı[2]. Türkiye nükleer başlıklar taşıyan bu füzeleri kabul ederek güvenlik açığını giderdiği kanaatindeydi. Oysa kendisini nükleer bir savaşta hedef haline getirdiğinin farkında değildi. ABD’nin eski Kara Kuvvetleri Komutanı General Maxwell Taylor’a göre Soğuk Savaş ortamında çıkması muhtemel nükleer bir savaşta ne Rusya ne de ABD nükleer silahların hedefi olacaktır. Zira, ABD’nin askerî yardımlarından istifade eden Türkiye’nin nükleer savaşın gerçekleşeceği coğrafya olması için bütün şartlar hazırdır[3].
Jüpiter füzelerin konuşlandırılacağı yer 1959 yılında İzmir-Çiğli olarak belirlenmişti. Ancak, Türkiye’deki siyasi durumun çalkantılı olması sebebiyle, bu konuşlandırma işi 1961 yılının ortasında başlayıp Nisan 1962 tarihinde tamamlanabildi. Sovyetler Birliği, NATO’nun orta menzilli füzelerinin kendi sınırlarına bu denli yakın konuşlandırılmasından ciddi bir biçimde rahatsızlık duyuyordu. Bu sebeple, kendilerine yapılanın aynısını, füzeleri Türkiye’ye veren ABD’ye, yapmaya karar verdi. 1961 yılında, Sovyet lideri Kruşçev, Küba Lideri Fidel Castro ile füzeler konusunda anlaştı[4]. Böylece, Jüpiter füzelerinin Türkiye’ye yerleştirilmesi Sovyetlerin de kendi R-5 füzelerini ABD’nin hemen yanı başına, Küba’ya, konuşlandırmasına sebep oluyordu. Bu durum, açık uçlu bir üçüncü dünya savaşına sebep olabilecek büyüklükte bir kriz yaratmıştı[5]. Buna Küba füzeler krizi denecekti.
Yanı başında Sovyet füzelerinin konuşlandığını haber alan Amerika Birleşik Devletleri alarm durumuna geçmişti. ABD Başkanı Kennedy, Küba’daki füzeler için “ya sökülecekler ya da onları yerlerinden biz sökeriz” ifadesini kullanmıştı. Sovyetler ise füzelerini Küba’dan sökmenin karşılığında NATO füzelerinin de Türkiye’den sökülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. ABD, cevaben, “buna ancak NATO karar verebilir” dese de müzakereler sonunda taviz vermek zorunda kalacaktı. Nihayet Amerikan başkanı J. F. Kennedy, füzelerin nükleer bir savaş çıkması olasılığına değmediğini hesaplayarak[6] Sovyetler Birliği ile anlaştı. Ancak, kendisinden habersiz Sovyet-ABD müzakereleri başlatılan Küba lideri Fidel Castro, Sovyetler Birliği’ni ihanetle suçluyordu. Bu sebeple Castro’yu füzelerin sökülmesine ikna etmesi için Mikoyan Küba’ya gönderildi. Meşhur, 13 günlük, Mikoyan Müzakereleri neticesinde Castro da füzelerin sökülmesine ikna edildi[7]. Netice’de Haziran 1963 itibariyle Türkiye ve İtalya’daki füzeler sökülmüştü[8].
ABD füzelerin sökülmesini Türkiye’ye danışma ihtiyacı duymadan kararlaştırmış ve bu kararını uygulamıştı. Öte yandan, daha Türkiye’ye yerleştirildikleri anda teknolojisi eskimiş bulunan orta menzilli Jüpiter füzeleri söküldükten sonra ABD, Akdeniz’deki denizaltılarına, daha yeni teknoloji ürünü olan, Polaris Füzeleri monte ederek bölgedeki etkinliğini sürdürmeye çalışmıştı[9].
Not : Yukarıdaki yazı Dr. Muhammet Celal KUL’un Uluslararası Hukukta Kuvvetler Statüsü Anlaşmaları adlı kitabından alınmıştır. Bu yazıya Muhammet Celal KUL, Uluslararası Hukukta Kuvvetler Statüsü Anlaşmaları, İstanbul: On İki Levha, 2020, ss. 252-254. şeklinde atıf yapılabilir.
Kaynaklar:
[1] SPUTNIKNEWS, “Anniv des RVSN: ces missiles balistiques représentent un fer de lance de l’armée russe”, 17 Décembre 2017, https://sptnkne.ws/gpeX (erişildi 02.11.2018).
[2] E. Güven, “Ver Türkiye’yi al Küba’yı”, HÜRRİYET, 28 Ekim 2012, http://www.hurriyet.com.tr/gundem/ver-turkiye-yi-al-kuba-yi-21794988 (erişildi 03.11.2018).
[3] Bkz. H. Tunçkanat, note 1045.
[4] S. Savranskaya (ed.), The Soviet Cuban Missile Crisis: Castro, Mikoyan, Kennedy, Khrushchev, and the Missiles of November, Stanford University Press, 2014.
[5] Bkz. The Cuban Missile Crisis Revisited: Why It Matters Who Blink, 91 Foreign Affairs 163, (November/December 2012), s. 165.
[6] Bkz. B. J. Bernstein, Reconsidering the Missile Crisis: Dealing with the Problems of the American Jupiters in Turkey in J. A. Nathan (ed.) The Cuban Missile Crisis Revisited, New York, Palgrave Macmillan, 1992, ss. 55-56.
[7] Füze krizinden sonra da Soveyetlerin Küba’da nükleer füze bırakma planına ilişkin delilleri açıklayan Mikoyan arşivindeki 14 önemli belge için bkz. The National Security Archive, “Mikoyan’s "Mission Impossible" in Cuba: New Soviet Evidence on the Cuban Missile Crisis”, https://nsarchive2.gwu.edu/NSAEBB/NSAEBB400/ (erişildi 03.11.2018). Ayrıca bkz. S. Mikoyan, note 1057.
[8] A. Parsch, “Chrysler SM-78-PGM-19 Jupiter”, http://www.astronautix.com/j/jupiterirbm.html (erişildi 03.11.2018).
[9] F. Sönmezoğlu, note 1039, s. 57.
Congratulations good job
İyi 9fade edilmis
Önemli bilgiler teşekkürler
Akademik bilgi güncel hayqtlq çok güzel birleştirilmiş tebrikler