Türkiye’deki ABD kuvvetlerinin resmî görev statüsünün kapsamının belirlenmesinde gönderen devlet olarak ABD’nin tek karar verici olması, görev statüsünün ABD’liler tarafından uygulamada suiistimâl edilmesi, 1954 tarihli Türkiye-ABD Kuvvetler Statüsü Anlaşması ve 1954 tarihli Askeri Kolaylıklar Anlaşması’ndan kaynaklanan (diğer birçok ülkede görülmemiş türden) imtiyazlar Türk kamuoyunda rahatsızlık oluşturmuştu. 1960’lı yıllarda art arda gelişen U-2 olayı, Küba Füzeler Krizi ve Johnson Mektubu ile ABD’nin Türkiye’nin Kıbrıs politikasını zemmetmesi Türkiye’deki Amerikan aleyhtarlığının zirve yapmasına sebep olmuştu. Bu şartlar,
ABD ile Türkiye arasındaki anlaşmalarda bir revizyon yapma ihtiyacını doğurmuştu. 1966 yılında Başbakan Süleyman Demirel, gündemdeki bu ihtiyaç karşısında şu açıklamayı yapmıştır:
“…bu anlaşmaları hükümetimiz dikkatle gözden geçirmiştir. Bunların içerisinde, tatbikattan doğan hususlar nazar-ı dikkate alınarak düzeltilmesi gerekli kısımlar vardır ve halen bu konuda müzakereler cereyan etmektedir.”
1967 yılında T.C. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ve ABD arasında yapılan ikili anlaşmaların sayısını elli dört olarak açıklamış ve bu şekilde her biri farklı vesikalarda yer alan anlaşmaların uygulanmasında zorluk yaşandığını ve bunların bir araya getirilerek bir düzene koyulması kanaatine varıldığını bildirmiştir[1].
7 Nisan 1966 tarihinde Türk Hükümeti’nin talebi üzerine başlayan ABD ile yapılan anlaşmaların gözden geçirilmesi müzakereleri, iki yıl dört ay sürmüştür. Müzakereler neticesinde akdedilen Anlaşma’yla Türk-Amerikan savunma iş birliğinin temel prensipleri düzenlenmiş ve daha önceki çeşitli anlaşmalar tedvin ve ıslah edilmeye çalışılmıştır[2].
Türkiye-ABD Savunma İşbirliği Anlaşması (1969)
Türkiye ve ABD arasındaki ikili askerî anlaşmaların revizyonuna ilişkin müzakerelerin kilit noktası 1954 tarihli Askeri Kolaylıklar Anlaşması’dır (veya Askeri Tesisler Anlaşması). Zira, müzakerelere bu Anlaşma’nın değiştirilmesi ve buna binaen akdedilmiş diğer anlaşmaların gözden geçirilmesi amacıyla başlanmıştır[3]. Müzakerelerin son bulduğu ve Savunma İşbirliği Anlaşması’nın akdedildiği gün, 3 Temmuz 1969, bir basın açıklaması yapılarak Anlaşma’ya şâmil olan temel ilkeler kamuoyuna duyurulmuştur. Bu basın açıklamasından sonra Türk-Amerikan ikili anlaşmaları hakkındaki eleştiriler önemli oranda azalmıştır[4]. 1954 tarihli Askeri Kolaylıklar Anlaşması gibi metni gizli tutulan bu anlaşma hakkındaki gizlilik kararı 1975 yılında ABD’nin Türkiye’ye Kıbrıs Barış Harekâtı sebebiyle başlattığı ambargodan sonra kaldırılmıştır[5]. 1969 tarihli Savunma İşbirliği Anlaşması’nın yirmi ikinci maddesinde bu Anlaşma’nın 1954 tarihli Askeri Kolaylıklar Anlaşması’nın yerine geçtiği hükme bağlanmıştır[6].
1954 Askeri Kolaylıklar Anlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’ne ABD ve Türkiye tarafından müşterek kullanılan üs ve tesislerin tahsis edildiği amaçlara uygun kullanılıp kullanılmadığını denetleme hakkına yer vermiyordu[7]. 1969 tarihli Savunma İşbirliği Anlaşması ile bu durum tersine çevrilmiştir. 1969 tarihli Anlaşma’da “İşbu anlaşma gereğince kurulan ve faaliyetlerine müsaade edilen müşterek savunma tesisleri, aksine karşılıklı mutabakata varılmadıkça, işbu Anlaşma’da ve bu tesislerle ilgili uygulama anlaşmalarında gösterilen amaçlara aykırı olarak kullanılamaz[8]” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca on üçüncü maddede Türk makamlarının müşterek savunma tesislerini denetleme hakkına yer verilmiştir[9].
1969 tarihli Savunma İşbirliği Anlaşması’nın kuvvetlerin statüsüne dair hükümleri ise şöyledir:
On dokuzuncu madde, müşterek savunma tesislerine atanan ABD kuvvet mensuplarının 1951 tarihli NATO KSA hükümlerine tevfikan silah taşıyabileceklerini hükme bağlamıştır. Gönderen devlet kuvvet mensupları, sivil personeli ve yakınlarının Türk mevzuatına saygı göstermesi gereğine ilişkin hüküm onuncu maddede yer almıştır. ABD’nin kuvvet mensupları, sivil personeli ve yakınlarının anlaşma kapsamında izin verilen faaliyetlerinden veya kendi fiil veya ihmallerinden doğan zarar ve ziyana ilişkin talepleri 1951 tarihli NATO Kuvvetler Statüsü Anlaşması’nın sekizinci maddesine muvafık olarak değerlendirilecektir[10].
Not : Yukarıdaki yazı Dr. Muhammet Celal KUL’un Uluslararası Hukukta Kuvvetler Statüsü Anlaşmaları adlı kitabından alınmıştır. Bu yazıya Muhammet Celal KUL, Uluslararası Hukukta Kuvvetler Statüsü Anlaşmaları, İstanbul: On İki Levha, 2020, ss. 256-259. şeklinde atıf yapılabilir.
Kaynaklar ve Notlar
[1] M. Gönlübol ve Ö. Kürkçüoğlu, note 1042, ss. 528-529
[1] Press Release Turkish Government Press Release, July 3, 1969, note 988, s. 72.
[1] Press Release Turkish Government Press Release, July 3, 1969, note 988, s. 72.
[1] M. Gönlübol ve Ö. Kürkçüoğlu, note 1042, s. 530.
[1] A. Köktürk, ABD İle Yapılan Askeri Antlaşmalar-I (3 Temmuz 1969), AYNAHABER, 27 Ocak 2015,
http://aynahaber.org/yazarlar/abdullah-kokturk/abd-ile-yapilan-askeri-antlasmalar-i-3-temmuz-1969/46/ (erişildi 09.11.2018).
[1] 1969 tarihinden evvel ABD ile akdedilen askerî konulardaki anlaşmaların hangilerinin yürürlükte kalmaya devam edeceğine ilişkin hüküm vazeden mezkur yirmi ikinci maddenin ilgili kısmı şöyledir: “…T.C. Hükümeti ile A.B.D. Hükümeti arasında 23 Haziran 1954 tarihinde nota teatisi suretile yapılan Askeri Kolaylıklar Anlaşması’na istinaden veya onunla ilgili olarak akdedilmiş veya yapılmış olan, işbu anlaşmanın ekinde sayılanlar da dahil olmak üzere, bilumum anlaşmalar, protokoller, ekler, yazılı veya sözlü mutabakatlar, zabıtlar, ilgili tebliğler, işbu anlaşmanın hükümlerine uygun olarak, gereği veçhile uygulama anlaşmaları şekline ifrağ edilmek üzere, işbu Anlaşma’nın imzası tarihinden itibaren 6 ay içinde iki hükümetin yetkili makamları tarafından gözden geçirilecektir. Ancak, gerektiğinde, yeni veya tadil edilmiş uygulama anlaşmalarının akdi, yukarıdaki fıkrada derpiş edilen süre içinde tahakkuk ettirilemediği takdirde, iki hükümet, bu sürenin üç ay uzatılacağında mutabıktırlar. Bu süre, ihtiyaç hasıl olduğu takdirde üç ay daha uzatılacak ve bu süreler içinde bahis konusu anlaşmalar muteber olmağa devam edeceklerdir. Bundan sonra, lüzum olduğu takdirde, halledilemeyen meseleler, çözülmek üzere tarafların hükümetlerine havale edilecek ve bu süre içinde bahis konusu anlaşmalar muteber olmaya devam edeceklerdir. T.C. Hükümeti ve A.B.D. Hükümeti ilgili makamları arasında, haritalar, bilimsel ve teknik konular, atom stoku ve başlık desteği ile ilgili olarak yapılan anlaşmalar, 23 Haziran 1954 tarihli vergi muafiyetleri anlaşması ve 23 Haziran 1954 tarihli Askeri Kolaylıklar Anlaşması’na müstenid bulunmayan ve onunla ilgili olmayan diğer askeri anlaşmalar, günün ihtiyaçlarına ve işbu Anlaşma esaslarına göre yeniden gözden geçirilinceye kadar şimdilik yürürlükte kalacaklardır. İşbu Anlaşma, yürürlüğe girmesi üzerine, 23 Haziran 1954 tarihli Askeri Kolaylıklar Anlaşması’nın yerini alır. O anlaşma gereğince veya onunla ilgili olarak akdedilen anlaşmalar ve diğer tertipler, işbu anlaşma ile idare olunacaktır”. Bkz. 1969 Türkiye-ABD Savunma İşbirliği Anlaşması, note 1072, madde 22 hükmü.
[1] Bkz. H. Tunçkanat, note 1045.
[1] 1969 Türkiye-ABD Savunma İşbirliği Anlaşması, note 1072, madde 19 hükmü.
[1] “Müşterek savunma tesisleri esas itibarile T.C. Hükümeti yetkili makamının denetimine tâbidir. Resmi görevlerinin ifası için müşterek savunma tesislerine girmeleri lüzumlu asker ve sivil Türk ve A.B.D. görevlilerinin sayı, rütbe ve unvanları, ilgili hükümetlerin yetkili makamları tarafından tayin edilecektir. Kripto teçhizat ve malzemesinin denetimi konusunda, bununla ilgili müşterek NATO kaide ve nizamları uygulanacaktır”. 1969 Türkiye-ABD Savunma İşbirliği Anlaşması, note 1072, madde 13 hükmü.
[1] 1969 Türkiye-ABD Savunma İşbirliği Anlaşması, note 1072, madde 11 hükmü.
Tebrikler fikirlerin icin